Kasım 2022 başlarında, Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis ve İstanbul Rum Ortodoks Patriği ve İstanbul Başpiskoposu I. Bartholomeos, Dinlar Arası Diyalog forumuna ev sahipliği yapan bir İslam ülkesi olan Bahreyn'e geldi. Yani, bir anlamda “Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya” gelmişler.
Okuyucularımın “Ee, ne var bunda, Bahreyn'de dinler arası bir diyalog toplantısı yapılıyor. Dünya dini liderlerinin buna benzer toplantıları birkaç yıl arayla, dünyanın muhtelif yerlerinde yapılmaktadır. Bu da öyle bir toplantıdır.” dediklerini duyar gibiyim.
Arap Yarımadası’nı ikinci kez ziyaret eden Papa, Uluslararası Bahreyn Diyalog Forumu’nda konuşma yapmış; konferansa dünyanın çeşitli yerlerinden 200’ün üzerinde dini liderin de katılım yaptığı bilgisi alınmıştır. Tabii buna çanak tutan sözde Müslüman, alttan alta İran yanlısı Şii Gr.ların yaşadığı, Yemen’deki gibi, İran ile ittifak için pusuda beklediği, İran’ın Ortadoğu Şii Hilal’inin bir ucu olan Bahreyn Krallığı burası. Ne hikmetse, misyonerler, İran’da bu tür Dinler Arası Diyalog toplantıları düzenlemeye ihtiyaç duymuyorlar. Çünkü İran, Hristiyan batılı devletlerin hedef ittihaz ettikleri “Sünni İslam” coğrafyası dışında. Hatta bir anlamda da, batılı devletlerin örtülü bir müttefikleri bile sayılabilir.
Stratejik önemi ve coğrafi konumu tarih boyunca Türkiye’yi düzenli veya düzensiz, zorunlu veya gönüllü göç akınları için ya bir geçiş noktası ya da bir varış noktası haline getirmiştir.
Son yıllarda yazılı ve görsel basında sıkça duyduğumuz “Göçmen”, “Mülteci”, “Sığınmacı” kelimelerini, yerli yerinde ve olması gerektiği gibi doğru kullandığımız söylenemez. Günümüzde dünya çapında patlak veren göç krizinin anlatımında “mülteci” kavramı, özellikle medya tarafından, yanlış olarak, “sığınmacı” ve “göçmen” kavramları ile eşanlamda kullanılmaktadır.
Arapça’da “terketmek, ayrılmak, ilgisini kesmek” anlamına gelen hecr (hicrân) masdarından isim olan “hicret” kelimesi, genelde gayri müslim ülkeden (darülharp) bir İslâm ülkesine göç etmeyi ifade eder. Bu göç hareketlerine “Muhaceret”, göç edenlere ise, “Muhacir” denilmiştir. Hatta halk arasındaki söylenişi ile “Macır” olarak yaygınlaşmıştır.
2011 - Yemen’de “Arap Baharı” akımı kapsamında Halk Hareketlerinin Başlaması
2014 – 2022 İç Savaş Başladı ve hala devam ediyor.
2015 – 2022 İran ve Lübnan’daki Hizbullah destekli Husilerin başkent Sana’yı ele geçirmesi; Suudi Arabistan öncülüğünde oluşturulan Arap Koalisyonu’nun askerî müdahalesi ve koalisyon ortakları arasında yaşanan anlaşmazlıklar.
Aziz Milletimizin yüzyıllardır olayları ve olguları değerlendirmedeki Allah vergisi kabiliyeti, Müslüman Türk Milletinin “İrfan İmbiği”nde birikerek, zamanı ve sırası geldiğinde dertli gönüllere damlayan bir ilaç gibi, insan ruhunu teskin etmektedir.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye ve Irak’ın kuzeyine yönelik hava harekâtının hasılası(!) netleştikçe, Türkiye’nin Askeri ve Siyasal Hedeflerine başarıyla ulaştığını gösteriyor.
24 Şubat 2022’de Rus Ordusunun Ukrayna’ya girmesi ile başlayan Ukrayna-Rusya Savaşının üzerinden tam 8 ay geçti. Bu savaşın giderek dünyanın gündeminde hayatın olağan bir akışı gibi algılandığının farkında mıyız?
Bu bildiride, İslam Ülkelerinin Ortak Savunma Sanayi İşbirliğini oluşturulması kapsamında, bu ülkelerinin çoğunun yer aldığı ana coğrafya olarak, ‘’ASRİCA’’ ülkeleri nezdinde, harp silah ve araçlarının üretimi yanında, askerlik sanatının bir hizmet sektörü uygulaması olarak, ‘’Savunma Hizmet Endüstrisi’’ kavramı şeklinde ortaya konularak, bu faaliyetin her bir İslam ülkesinde giderek yaygınlaşmasını; devletlerin kontrolü altında, yasal bir zemine oturtularak, mevzuat içine alınmaları, ve bu şirketlere İslam Ülkeleri savunma sanayi işbirliği ortamını geliştirmede bir katalizör rolü yüklenmesi gerektiğine, yönelik çabalara değinilecektir.
ASSAM Bşk. Yrd. Ali Coşar'ın 2015 yılında yayınladığı ve bugüne ışık tutan değerlendirmesi yayınlanmıştır. 17 Ekim 2015 tarihinde ASSAM Bşk. Yrd. Ali Coşar tarafından kaleme alınan araştırma yazısısın Ppt sunum dosyası eklidir.
Rusya ile Ukrayna arasındaki kriz her geçen gün derinleşiyor. ASSAM Strateji ve Güvenlik Uzmanı Ali Coşar, Türkiye’nin diplomatik girişimlerini ve yaşanan gerilimi Pazartesi Sohbetleri’nde değerlendirdi. Putin’in Çin’i arkasına alarak güç gösterisi yaptığına işaret eden Coşar, Ukrayna’nın bir-iki ülke hariç Batı ve NATO’nun umurunda olmadığını söyledi.
“ORTA ASYA” tabiri, Asya'nın dünya okyanuslarından uzak, ASYA Kıtasının iç kesimini belirtmek için kullanılır. Bölgenin bu denizlere kapalı oluşu, başlıca ana özelliğidir. Orta Asya, aynı zamanda Türk halklarının anayurdudur.
Son yıllarda ortaya çıkan savaşların durdurulmasında birileri hemen araya girerek, sözde arabulucu rolüne soyunuyor ve tarafları bir masa etrafında oturtarak, çatışmaların sona ermesi veya ara verilmesi maksadıyla belli bir süreyi kapsayan veya belirsiz bir süre için ATEŞKES ilan ediliyor.
Ermenistan ordusu, 27 Eylül tarihinde başlattığı savaş kapsamında, cephede yenilgiye uğramaya başlayınca, 04.10.2020 sabah saatlerinde Azerbaycan'ın en büyük ikinci şehri Gence'ye füzeyle ve yasaklı misket bombasıyla sivillere saldırmıştı. Daha sonra, Azerbaycan'ın Hızı ve Abşeron bölgelerine 300 kilometre menzilli füzeler fırlattı. Esasen, bu gibi silahlar, Cenevre Protokolü ile yasaklanmış durumda.
• Sahil veya Sahil Kuşağı (Arapça ﺳﺎﺣل, sāḥil, yarı kurak Sahra sınır veya sahanlığında tropik ve alttropik otlaklar ve çalılıklardan oluşan savanalardır.
• Sahel, batıda Atlantik Okyanus’undan, doğuda Kızıldeniz’e kadar uzanan; şerit genişliği birkaç yüz kilometreden - bin kilometreye kadar değişen ve 3,053,200 kilometrekare alanı kaplayan 3862 km uzunluğundaki bir şerit halinde devam eder.
• Sahel; Afrika'nın Sahra Kuşağının Güneyinde kalan, Senegal'den başlayarak, Moritanya, Mali, Nijer, Çad, Sudan ve hatta kısmen Nijerya, Burkina Faso ve Eritre'yi de içine alan coğrafyayı tanımlayan isimdir.
Türk Milleti olarak, belki dünyanın diğer milletlerinden daha çok milliyetimizle övünmede ilk sıralardayız. Hamaseti seviyoruz. “Milli birlik ve beraberlik” deyimi, özellikle Cumhuriyetin ilk yılları ile 1980 Darbesinden sonra, günümüze kadar en çok kullanılan deyimler arasında yer aldı. Türk olmakla övünürüz, bir 'Türk Askeri' olmakla da gurur duyarız ve bunun için çok da haklı sebeplerimiz vardır öyle ki; dünyanın herhangi bir köşesindeki mazlum "Türkler yardım için geldi mi" diye bekler; başka bir deyimle Türk olmak "Allah'ın yardımına vesile" olmak demektir.
Ermenistan; 1992 Hocalı Katliamı ve devamındaki çatışmalarla, Rus Motorlu Piyade Birliklerinin de desteğini alarak, 600’ü aşkın Azerbaycan’lı soydaşlarımızı şehit etmiş ve Azerbaycan toprağı ‘Dağlık Karabağ’ı işgal etmişti. O tarihten beri Türkiye, Ermenistan hudutlarını her türlü ekonomik ilişkiye kapattığından, denize de çıkışı olmadığından büyük bir iktisadi bunalım yaşamaktadır.