Konumu açısından büyük önemi olan Ürdün, İngiliz bağlantılı kraliyet ailesi ve İsrail uydusu siyasetine yükselen tepkilere sert cevap vermeye başladı
Arabistan yarımadası, Kuzey Arabistan ve Kuzey Afrika bölgelerini birbirine bağlayan stratejik önemdeki Ürdün, dünyanın her yerindeki uygulanan taktiklerle, İngiliz oyunları, Batıyatapar hâkim sınıf ve ezilen Müslüman halk arasında kalmış bir kardeş ülke.
Gazze'ye insanî yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisine, Doğu Akdeniz'in Uluslararası sularında, İsrail Deniz gücü tarafında yapılan silahlı baskının (31 Mayıs 2010) üzerinden 15 ay geçti. Bu baskında 9 Türk Vatandaşı hayatını kaybetmişti.
Yeryüzünün ikinci olarak inşa edilen, Müslümanların ilk kıblesi ve fazilette üçüncü mukaddes mescidinin, Peygamber Efendimiz (SAV) in Miracının başlangıç noktasının, Peygamberlere imam olup namaz kıldırdığı Mescidi Aksa'nın bulunduğu, Semavî dinlerin kutsal mekanlarını barındıran, on binlerce Peygamberin metfun olduğu, son dört asrı Osmanlı İdaresinde olmak üzere 12 asır Müslümanların hakimiyetinde kalan Kudüs-ü Şerif'i ziyaret etmek bize de nasip oldu.
İzzettin Kassam Tugayları ikinci Komutanı Şehit Ahmet El Cabbari'ye ve Gazze Şehitlerine Allah'tan rahmet Filistin Halkına, Gazze Gazilerine ve İslam Alemine de başsağlığı diliyorum.
Türkiye önemli problemlerini, uygulamaya koyduğu doğru politikalar ile teker teker çözme sürecine girmiştir.
Ülkemizin geleceğini karartan üç ana iç sorun;
Siyaset üzerindeki asker vesayeti,
İslami inancını yaşamak isteyen insanları tehdit olarak değerlendiren Devlet zihniyeti ve
Bölücü terör,
siyasi istikrarın sağlandığı son on yıl içinde, cesur ve doğru siyasi tercihlerle çözüm yoluna girmiştir.
Yeni neslin yabancı olduğu bir kelime olsa da bizim nesil Malta denilince ne anlatılmak istendiğini çok iyi bilir.
Malta cezaevlerinde mahkûmların belirli saatlerde izinle çıktıkları ve volta attıkları etrafı duvarla çevrili tavanı gök olan avlu anlamında kullanılır.
ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı Türk kamuoyunda ciddi bir tepki uyandırdı. Bu tepkinin büyüklüğünde Türkiye Cumhuriyeti’nin sorunu İslam İşbirliği Teşkilatı ve BM gündemine taşımasının oynadığı rol etkin oldu. İİT ve BM’de alınan kararlar ABD’ye şamar etkisi yaptı.
Oluşan tepki bir süre sonra dinecek, alevlenen gündem sönecek ve bu arada ABD inşasına hazırlandığı büyükelçiliği yapmaya başladığında tekrar mı gündemimize girecek! Böyle böyle yükselip alçalarak dalgalanan tepkilerimiz karşısında İsrail işgal ettiği Kudüs’e başkentini taşıyacaktır. Niçin Filistin işgaline çözüm için uzun vadeli bir strateji planımız yok.
Kudüs’e sahip çıkan 48 İslam ülkesinin dik duruşu ABD’yi Ortadoğu’da etkisizleştirdi, Filistin konusunda devre dışı bıraktı. Uluslararası alanda da destek bulamayan Trump yalnızlığa mahkum oldu.
İHH’nın “Internationale Humanitaere Hilfs Organisation”, “İnsani Yardım Vakfı” düzenlemiş olduğu ve aynı zamanda Diyanet İşleri Reisimiz Mehmet Görmez’in de açık destek verdiği yardım konvoyu 14 Aralık ta Reyhanlı/Hatay’a doğru yola çıkmıştı.
Kazlıçeşme meydanında toplanan “Halep’e Yol Açılsın” konvoyuna bizde ASDER ve ASSAM ekibi olarak katılmıştık. Kuruluşumuzdan itibaren adaletin tesisine gayret eden bizler tüm dünyanın gözlerini kapadığı bir katliamı görmezden gelemezdik. Duyarlı her vatandaşımız gibi bizde arkadaşlarımızla orada hazırdık.
100 yıl önce inşa edilen ve büyük ölçüde şekillendirilen Osmanlı imparatorluğu Ortadoğu ve kuzey Afrika coğrafyasında dönemin süper gücü İngiltere amacına ulaşmak için, Arap milliyetçiliğini Osmanlı'ya karşı bir harekete dönüştürmüş ve böylece Osmanlının (Türklerin) bölgeden tasfiyesinin bir aracı olarak kullanılmıştı. İngilizleri bu süreçte Yahudilerde destekledi.
Mısır'a İngiliz Yüksek Komiseri olarak atanan Sir Henry McMahon, Ortadoğu coğrafyasında Şerif Hüseyin’e Halifelik ve "bağımsız bir Arap devleti" sözü verirken, ayrıca Abdül Azizle (İbn-i Suud) de görüşerek de onların da Osmanlı'ya karşı desteğini sağlamayı başardı.