Dünya; 07 Ekim 2023 sabahı Filistin/Hamas Partisi güçlerinin İsrail’e karşı başlattığı “AKSA TUFANI” adını verdiği operasyon haberi ile dehşetle irkildi.
Amerikan Savaş Gemisi USS Nitze’nin İstanbul ve bilahare de Kocaeli İzmit Körfezine demirlemesinin derin anlamları var. Bu olayı, Türk düşmanı Amerikalı Henri Barkey’in, ABD Dış İlişkiler Konseyi'nin yayın organı Foreign Affairs, Washington'ın yaklaşan Türkiye seçimlerine "askeri müdahale" seçeneklerini ortaya koyan bir makalesi ile birlikte analiz etmek gerekiyor. 15 Temmuz darbe girişimi ve Gezi Parkı kalkışmasında ismi geçen Henri Barkey, makalede Türkiye'nin Batı'yı rahatsız eden siyasetlerini sıraladı ve 6'lı masaya aday önerisinde bulundu.[1] Ayrıca Türkiye Cumhurbaşkanı Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın tehdit edilmesi gerektiğini belirten küstah ifadeler kullandı yazısında.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 04 Şubat günü yaptığı açıklamada, Aşırı sağcı siyasetçi Rasmus Paludan'ın Kur'an-ı Kerim yakma eylemlerinin ardından, bazı ülkelerin[1] konsolosluk kapatma hamlesinin ülkemiz için yapılan bir Uluslararası operasyon olduğunu ifade ederek, "Türkiye'ye karşı yeni bir psikolojik harp yürütülmektedir" dedi. TBMM Başkanı Sn. Mustafa Şentop da bazı ülkelerin Türkiye için yaptığı güvenlik uyarılarına yönelik "Türkiye'yi yıpratma, itibarsızlaştırma yönünde bir hamle olduğunu açık bir şekilde görüyoruz" demişti.
Son günlerde, İsveç başta olmak üzere, bazı kuzey Avrupa ülkelerinin vatandaşları tarafından Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim ve Türkiye Cumhurbaşkanı hedef alınarak tahrip - tahkir ve küfürler, hakaretler edildiği medyaya yansıyor. Duyarlı samimi her bir Müslümanın bu durumdan büyük bir acı ve üzüntü duymaması mümkün değildir. Allah’ın laneti, münkirlerin üzerlerine olsun!
Çoğunlukla İsveç ve Almanya’da yerleşen bölücü örgüt militanlarından ve sempatizanlarından İsveç’tekiler; her fırsatta ülkemize bayrağımıza ve devletimize, Cumhurbaşkanımıza çirkin saldırılarda bulunmaktadırlar. İsveç hükümetleri ülkede yerleşik bölücü terör örgüt mensuplarını Türk yargısına teslim etmekten kaçınmakta, milli ve manevi değerlerini çiğnemesine göz yummakta ve hatta teşvik etmektedir.
Son yıllarda Türk medyasında sıkça duyulan bir kelime var: “Paramiliter”
Özgür Ansiklopedi Vikipedi’ye göre; “Paramiliter” terimi Yunanca kökenli olup, “harici” anlamına gelen “para” ve “asker” kelimelerinin karşılığı olan “militer” sözcüklerinden türemiştir. Yani, bir yarı askerî güç, işlev ve teşkilatlanma olarak askerî, ancak düzensiz gönüllülerden oluşan devletçe desteklenen bir tür yapı şeklinde ifade edilmektedir. Vikisözlük’e göre ise; Latince kökenli olduğu ileri sürülerek, “yanında” anlamına gelen “para” ile “asker” anlamındaki “militer” kelimelerinden türetilmiştir. Yani, askeri kuvvetlere yardımcı olan, sivil yarı askeri güç topluluğu olarak tarif edilmektedir Paramiliter kelimesi. Fransızca paramilitaire, (yardımcı asker) sözcüğünden alıntıdır.
Burada okuru, kelimenin etimolojik köken bilgisi ve anlamlarıyla sıkmak niyetinde değilim. Peki, özellikle bazı muhalif politikacıların sık sık kullandığı bu kelimenin anlamı ve atfedilen manası nedir? Bu kelime ile, ne anlatılmak istenmektedir?
Kasım 2022 başlarında, Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis ve İstanbul Rum Ortodoks Patriği ve İstanbul Başpiskoposu I. Bartholomeos, Dinlar Arası Diyalog forumuna ev sahipliği yapan bir İslam ülkesi olan Bahreyn'e geldi. Yani, bir anlamda “Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya” gelmişler.
Okuyucularımın “Ee, ne var bunda, Bahreyn'de dinler arası bir diyalog toplantısı yapılıyor. Dünya dini liderlerinin buna benzer toplantıları birkaç yıl arayla, dünyanın muhtelif yerlerinde yapılmaktadır. Bu da öyle bir toplantıdır.” dediklerini duyar gibiyim.
Arap Yarımadası’nı ikinci kez ziyaret eden Papa, Uluslararası Bahreyn Diyalog Forumu’nda konuşma yapmış; konferansa dünyanın çeşitli yerlerinden 200’ün üzerinde dini liderin de katılım yaptığı bilgisi alınmıştır. Tabii buna çanak tutan sözde Müslüman, alttan alta İran yanlısı Şii Gr.ların yaşadığı, Yemen’deki gibi, İran ile ittifak için pusuda beklediği, İran’ın Ortadoğu Şii Hilal’inin bir ucu olan Bahreyn Krallığı burası. Ne hikmetse, misyonerler, İran’da bu tür Dinler Arası Diyalog toplantıları düzenlemeye ihtiyaç duymuyorlar. Çünkü İran, Hristiyan batılı devletlerin hedef ittihaz ettikleri “Sünni İslam” coğrafyası dışında. Hatta bir anlamda da, batılı devletlerin örtülü bir müttefikleri bile sayılabilir.
Stratejik önemi ve coğrafi konumu tarih boyunca Türkiye’yi düzenli veya düzensiz, zorunlu veya gönüllü göç akınları için ya bir geçiş noktası ya da bir varış noktası haline getirmiştir.
Son yıllarda yazılı ve görsel basında sıkça duyduğumuz “Göçmen”, “Mülteci”, “Sığınmacı” kelimelerini, yerli yerinde ve olması gerektiği gibi doğru kullandığımız söylenemez. Günümüzde dünya çapında patlak veren göç krizinin anlatımında “mülteci” kavramı, özellikle medya tarafından, yanlış olarak, “sığınmacı” ve “göçmen” kavramları ile eşanlamda kullanılmaktadır.
Arapça’da “terketmek, ayrılmak, ilgisini kesmek” anlamına gelen hecr (hicrân) masdarından isim olan “hicret” kelimesi, genelde gayri müslim ülkeden (darülharp) bir İslâm ülkesine göç etmeyi ifade eder. Bu göç hareketlerine “Muhaceret”, göç edenlere ise, “Muhacir” denilmiştir. Hatta halk arasındaki söylenişi ile “Macır” olarak yaygınlaşmıştır.
2011 - Yemen’de “Arap Baharı” akımı kapsamında Halk Hareketlerinin Başlaması
2014 – 2022 İç Savaş Başladı ve hala devam ediyor.
2015 – 2022 İran ve Lübnan’daki Hizbullah destekli Husilerin başkent Sana’yı ele geçirmesi; Suudi Arabistan öncülüğünde oluşturulan Arap Koalisyonu’nun askerî müdahalesi ve koalisyon ortakları arasında yaşanan anlaşmazlıklar.
Aziz Milletimizin yüzyıllardır olayları ve olguları değerlendirmedeki Allah vergisi kabiliyeti, Müslüman Türk Milletinin “İrfan İmbiği”nde birikerek, zamanı ve sırası geldiğinde dertli gönüllere damlayan bir ilaç gibi, insan ruhunu teskin etmektedir.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye ve Irak’ın kuzeyine yönelik hava harekâtının hasılası(!) netleştikçe, Türkiye’nin Askeri ve Siyasal Hedeflerine başarıyla ulaştığını gösteriyor.
24 Şubat 2022’de Rus Ordusunun Ukrayna’ya girmesi ile başlayan Ukrayna-Rusya Savaşının üzerinden tam 8 ay geçti. Bu savaşın giderek dünyanın gündeminde hayatın olağan bir akışı gibi algılandığının farkında mıyız?
Bu bildiride, İslam Ülkelerinin Ortak Savunma Sanayi İşbirliğini oluşturulması kapsamında, bu ülkelerinin çoğunun yer aldığı ana coğrafya olarak, ‘’ASRİCA’’ ülkeleri nezdinde, harp silah ve araçlarının üretimi yanında, askerlik sanatının bir hizmet sektörü uygulaması olarak, ‘’Savunma Hizmet Endüstrisi’’ kavramı şeklinde ortaya konularak, bu faaliyetin her bir İslam ülkesinde giderek yaygınlaşmasını; devletlerin kontrolü altında, yasal bir zemine oturtularak, mevzuat içine alınmaları, ve bu şirketlere İslam Ülkeleri savunma sanayi işbirliği ortamını geliştirmede bir katalizör rolü yüklenmesi gerektiğine, yönelik çabalara değinilecektir.
ASSAM Bşk. Yrd. Ali Coşar'ın 2015 yılında yayınladığı ve bugüne ışık tutan değerlendirmesi yayınlanmıştır. 17 Ekim 2015 tarihinde ASSAM Bşk. Yrd. Ali Coşar tarafından kaleme alınan araştırma yazısısın Ppt sunum dosyası eklidir.
Rusya ile Ukrayna arasındaki kriz her geçen gün derinleşiyor. ASSAM Strateji ve Güvenlik Uzmanı Ali Coşar, Türkiye’nin diplomatik girişimlerini ve yaşanan gerilimi Pazartesi Sohbetleri’nde değerlendirdi. Putin’in Çin’i arkasına alarak güç gösterisi yaptığına işaret eden Coşar, Ukrayna’nın bir-iki ülke hariç Batı ve NATO’nun umurunda olmadığını söyledi.
“ORTA ASYA” tabiri, Asya'nın dünya okyanuslarından uzak, ASYA Kıtasının iç kesimini belirtmek için kullanılır. Bölgenin bu denizlere kapalı oluşu, başlıca ana özelliğidir. Orta Asya, aynı zamanda Türk halklarının anayurdudur.