BANGKOK MÜSLÜMANLARI
Bangkok’un kuruluşundan bugüne kadar şehir her zaman önemli bir Müslüman azınlığa sahip oldu. Siyam’ın Çinliler, İranlılar, Araplar ve Hintlilerle girdiği ticarî ilişkiler zamanla ülkede yerleşen Müslüman yabancı azınlığı doğurdu. (…) Yüzyıllardır burada iç içe yaşadıkları Tay halkına tamamen entegre olmuş bu Müslümanlar bugün ülkenin değişik kesimlerinde yaşamaktalar.
Siyamlılar
Siyamlı Müslümanları asimile olmuş Müslüman gruplar arasında saymak yanlış olur. Çünkü onlar Siyamlı Budist çoğunlukla aynı etnik kökene, kültüre ve geleneklere sahiptirler.
Çamlar
Çamlı Müslümanlar Kamboçya’nın antik Çam imparatorluğunun kurulduğu Kampong Çam bölgesinden buraya gelmişler. Tayland’ın doğu sahili boyunca pek çok bölgenin yanı sıra, iddialara göre şehrin kuruluşundan bu yana Bangkok’da yerleşikler.
(…) Çamların çok eski yıllardan beri Malaylarla ticaret, eğitim ve evlilik gibi ilişkilerde oldukları sanılıyor.
Batı Asyalılar
- bugün Tayland toplumunun her kesiminde iyi bir konumdalar. (…) Budist ve Müslüman Siyamlılarla evlenen Fars kökenliler bugün Tayland toplumuna son derece mükemmel bir şekilde entegre olmuş durumdalar. Sayıca az olmalarına rağmen İran kökenliler Tayland kraliyet aristokrasisine son derece yakınlar ve bu nedenle Bangkok Müslüman toplumun lideri durumundalar.
(…) Patanlar ülke boyunca son derece küçük gruplar halinde dağılmış durumdalar. (…) Genellikle ticaretle meşguller.
Araplar Güney Tayland boyunca özellikle Nakhon, Sithammarat, Yala ve Patani gibi Müslümanların çoğunlukta oldukları bölgelerde yaşayan çok küçük bir toplumdur. (…) Tayland’da Arapların çoğunun aslı Hadramut ya da Hicaz. Yalnızca Tak bölgesinde bulunanlar Irak asıllılar.
Güney Asyalılar
Tamiller, Pencabiler ve Bengalilerin oluşturduğu bu grup Müslümanlar Tak, Nokhon Savan, Çangmay, Pitsanulok ve Kançanaburi bölgelerinde yerleştiler.
(…) Güney Asyalı Müslümanlar Bangkok’un eski bir mahallesi olan Yannava’da Harun Camii etrafında yerleşik durumdalar.(…) Camide Cuma hutbeleri İngilizce ve Tayca olarak okunuyor.
Endonezyalılar
Endonezyalılar diğer Taylandlı Müslümanlarla, özellikle de Malaylarla kolayca kaynaşabildikleri için ayrı bir etnik grup olarak bilinmiyorlar. Endonezyalı grubu başlıca Cavalılar, Baveliler ve Minangkabaular oluşturuyorlar.
Tay-Malaylar
Malezya’ya ve buradan gelen Malaylara karşı sempatileri olsa da Tay –Malaylar kendilerini birer Taylandlı olarak görmekteler. Genellikle başkent Bangkok’da oturan bu Müslüman grup İslâmi kimliklerini muhafaza etmenin dışında etnik Tay halkıyla entegre olmuş durumdalar.
Çinliler
Tayland’da Müslümanlar Çinli Ho kabilesine mensupturlar. Ho olmayan küçük bir Çinli Müslüman grup da vardır. Çinli Müslümanlar Çangmay, Çangray ve Lampun bölgelerinde yerleşikler. (…) Ho’ların çoğu kuzey Tay lehçesinin yanı sıra Yunnan ve Mandarin Çincesi konuşuyorlar. Bu gruba mensup Müslümanlar oldukça zengin. (…) Genç Ho Müslümanlar üniversite düzeyinde eğitime karşı son derece istekliler. (…) Ho Müslümanlar Hanefî mezhebine tâbiler. Çangmay ve Çangray’da kendi mezheplerine uygun ibadetlerini yerine getirebildikleri camileri var.
Samsamlar
Bu ilginç grup, bir görüşe göre, Siyamlılarla Malayların ortak özelliklerini taşırlar. Songkhla ve Satun gibi Tayland’ın en güneyindeki kasabalarda dağınık halde yaşıyorlar.
PATANİ MALAY MÜSLÜMANLARI :
TARİHÎ ARKAPLÂN
Malay Müslümanlar Tayland’ın ezici Budist nüfusu içerisinde marjinal bir azınlık olsalar da Büyük Patani bölgesini oluşturan Patani, Narathivat, Yala ve Satun’da çoğunluğu teşkil etmektedirler.
(…) İslâm’ın bölgeye gelişi Arapların Çinlilerle ticaretleri sayesinde oldu. Onikinci yüzyılın sonuna doğru Arap ve Hintli tacir Müslümanlar Patani’de yerleştiler ve burada yerli halkla evlenerek Müslüman toplumun çekirdeğini oluşturdular. İslâm’ın bölgeye gelişinden üç asır sonra Patani kraliyeti tahminen 1457’de Müslüman oldu.
PATANİ’NİN ASİMİLASYONA DİRENİŞİ
Kültürel, etnik ve dinî olarak Tay Budist ekseriyetten ayrılan Patani halkı kendilerini hiçbir zaman Tayland’ın bir parçası olarak görmedi. İstemedikleri halde zorla bu ülkenin vatandaşı yapılan Malay Müslümanlar kalplerinde her zaman Budist krallığa karşı nefret duyguları taşıdılar.
(…) Patani’nin devrik sultan ailesi mensupları Bangkok’a karşı başlatılan direnişin önderleri oldular.
(…) Tay sultasına karşı direnen bir başka grup da ulemaydı.
(…) Tayland hükümetinin asimilasyon politikaları 1921’de Zorunlu İlkokul Kanunu ile günyüzüne çıktı. (…) Bu kanunun amacı Tayca’nın ve Budizmin Müslüman çocuklar arasında yayılmasını sağlamak ve zamanla kendi dil ve dinlerini unutturmaktı. Müslümanlar bu politikaları Patani halkının Siyamlılaştırılması, din ve kültürlerinin unutturulması çabası olarak değerlendirdiler. 1922 ve 1923’de Patani’de büyük isyanlar ortaya çıktı.
(…) Başbakan Phibun Songkhram’ın liderliğindeki etnik Tayların, Budizmi Tayland’ın ulusal siyasî ideolojisi haline getirme çabaları, Budist değerlerin devletin faşist uygulamaları için kullanılmaları Müslüman Malayların tepkisini çekti. 1944’e kadar görevde kalan Phibun döneminde, Müslümanlar arasında sisteme sınırlı katılma politikası, özellikle Bangkok’un Tay Gelenekleri Kanunu’nu (Thai ratthaniyom ) uygulamaya koymasıyla birlikte yerini açık karşı koymaya bıraktı. Bu kanun azınlıkların farklı kültürel uygulamalarını yasaklıyor, bütün halkı Tay millî geleneklerini benimsemeye zorluyordu. Malay geleneksel kıyafetleri, İslâmî evlilik ve miras hukuku, Malay dili ve kültürü yasadışı ilân ediliyordu. Hatta Müslümanlar Budist putlarına tapınmaya dahi zorlandılar.
DİRENİŞ HAREKETLERİ : GAMPAR VE PPM
GAMPAR, Patanili Müslümanların ülke dışında kurdukları ilk teşkilâttı. Amacı Patani bölgesinin diğer Malay eyaletlerle aynı devlet altında birleştirilmesini sağlamaktı. Öte yanda ulemanın önderliğinde kurulan Patani Halk Hareketi (PPM), aristokrat sınıfın dışında kalan Patani halkının da mücadeleye sahip çıkmalarını göstermesi açısından son derece önemliyd
(…) 1950’ler boyunca Patani, Müslüman ayrılıkçılarının çeşitli eylemlerine şahit oldu. Nihayet 1959’da GAMPAR’ın başkan yardımcısı olan Tunku Abdulcelal bin Tunku Abdulmuttalib tarafından bir ulusal kurtuluş cephesi kuruldu.
Pondok Medreselerinin Kapatılması
Patani, yüzyıllar boyunca sadece Patani halkı için değil, aynı zamanda bütün Güneydoğu Asya Müslümanları için de bir İslâmî eğitim merkeziydi. Bölgede kurulan geleneksel Pondok Medreseleri’nin bölge ulemasının yetişmesinde önemli katkıları oldu. (…) Bütün Pondokların hükümetin tayin ettiği bir müfredatı Tayca eğitim diliyle takip etmeleri isteniyordu. (…) Bu zorunluluğa uymayan bütün Pondoklar kapatıldı.
EKONOMİK YAPI
Küçük yüzölçümüne rağmen Patani bölgesi doğal kaynaklar bakımından oldukça zengindir.
(…) Patani bölgesindeki dört vilayette yaşayan Müslümanların çoğu sahil boyunca köylerde yaşamakta, balıkçılık ve ziraatla uğraşmakta, halkın çoğu kendi işlerinde çalışmaktadır.
(…) Çeltik bir zamanlar bölgedeki Malay çiftçilerin başlıca geçim kaynakları arasında yeralıyordu.
(…) Kauçuk ve Hindistan cevizi bölgede üretilen diğer ürünler. (…) Balıkçılık da Patani, Narathivat ve Satun’da Müslüman halkın önemli geçim kaynakları arasında yeralıyor.
(…) Dört Müslüman vilayette Çinliler nüfusun sadece % 6’sından daha azını teşkil etmelerine rağmen, iş hayatını tamamen kontrolleri altında tutuyorlar. (…) Bu arada hükümet tarafından bölgedeki halkın nüfusunu dengelemeye yönelik bazı plânlar da geliştirildi. Nikhom sangton-eng (kendi kendine yerleşim) adı verilen bu projeye göre hükümet bölgede uygun gördüğü ailelere 7-10 dönümlük bir toprak hibesinde bulundu. Bu projeyle hükümet bölgeye en az 650.000 Budist Tay’ı yerleştirmeyi amaçlıyordu. Proje Müslüman halk tarafından büyük bir tepki ile karşılandı
PATANİ’DE ÖRGÜTLÜ DİRENİŞ
(…) 1959’da kurulan Patani Ulusal Özgürlük Cephesi (BNPP; Barisan Nasional Pembebasan Pattani) Patani’de bilinen ilk silâhlı organize gruptur. (…) Teşkilâtın amacı, Siyam federasyonuna bağlı bir Müslüman sultan ya da rajanın idaresi altında Patani için ayrı bir idarî yapı kurmaktı.
(…) 1960’lı yılların başında Malaya’da medreselerde okuyan Badri Hamdan, , Abdulfettah Ömer, Hannan Ubeyde gibi bugün hareketin liderleri olan öğrenciler BNPP’ye katıldılar. Daha sonra Kahire’ye El-Ezher’de okumak için giden bu öğrenciler burada Rumah Patani (Patani Evi) adını verdikleri bir merkez kurdular. Mekke’de de Patani’li Müslüman gençleri örgütlemek amacıyla Akhon (Kardeş) adlı bir dernek kuruldu. Akhon kısa sürede özgürlük hareketine katılan genç Patanililer için bir eğitim merkezi haline geldi.
(…) Böylece Patani Cumhuriyeti’ni kurmak amacıyla Ulusal Devrim Cephesi (BRN; Barisan Revolusi Nasional) adlı yeni bir teşkilât ortaya çıktı. Devrim Cephesi gerilla faaliyetlerinden daha ziyade siyasî teşkilâtlanmaya önem veriyordu. BRN amaçları itibariyle İslâmî-sosyalist eğilimli bir teşkilâttı.
Patani’de kurulan en etkili örgüt Patani Birleşik Kurtuluş Teşkilâtı (PPP; Pertubohan Persatuan Pembebasan ya da daha iyi bilinen İngilizce adıyla PULO; Pattani United Liberation Organization)’dır.
(…) Patani bağımsızlığı için mücadele veren fikrî yapıları değişik teşkilâtların varlığına rağmen, hepsi de Tay rejimini sömürgeci ve işgalci olarak görüyor ve ancak tavizsiz silâhlı mücadeleyle başarıya ulaşabileceğine inanıyor.
(…) Gerçekten de Patani direnişi sürüyor, hem de daha yaygın ve derinden. Müslüman Patani halkının Budist Tay rejimine karşı direnişi devam ediyor. Malezya, Suudi Arabistan, Mısır ve Pakistan gibi Müslüman ülkelerde bulunan Patanili öğrenci ve işçilerden de mücadeleye büyük destek geliyor.
Sonuç
(…) Bu nedenle Tayland’da rejim açısından İslâm, bir sınır problemi olmaktan çok ulusal bir sorundur. Ancak Patani bölgesinde yaşayan Müslümanlar, zoraki asimilasyon politikalarını reddetmeleri nedeniyle, diğer Müslümanlardan daha fazla baskı ve acıya maruz kalmışlardır. (…) Üniversitelerde uygulanan “tek tip elbise” Müslüman kız öğrencileri mağdur ederken, ülke genelinde Müslümanların çözülmesi gereken sorunları var. Neticede ülkede hangi etnik kökene sahip olurlarsa olsunlar, Müslümanların kaderi ortak hareket edebilme becerilerine bağlı olacaktır.
Biz onlar için ne yapabileceğimizi sorduğumuz zaman aldığımız cevap çok manidardı : “Siz ülkenizdeki başörtüsü problemini çözün. Zira Tay rejimi bize, başörtüsü yasağının İslâm hilâfetinin merkezi olan Türkiye’de bile olduğunu söylediği zaman söyleyecek söz bulamıyoruz.”
· Hasan T. Kösebalaban, Güneydoğu Asya’da İslâm ve Siyaset ( İlke Yayınları , İstanbul, 1997)