Malezya federasyonundan kopmadan önce asırlardır Malaya yarımadasının doğal bir parçası olan Singapur’da yaşayan halk, yarımada Malezya’sının etnik mozaiğinin bir yansıması olarak üç etnik gruptan; Çinli, Malay ve Hintli halklardan oluşur. Ülkede çoğunluk durumunda bulunan Çinliler ülkenin idarî ve ekonomik ağırlığını ellerinde bulundururken, Malaylar Singapur’un bilinen en eski halkı olmalarına rağmen bugün azınlık halindedirler. Hükümetin bu tarihi gerçeği tanımasının bir göstergesi olarak, Malayca ülkenin ulusal dili ilan edilmiştir. Ancak Malayca’nın yanı sıra Çince (Mandarin), İngilizce ve Tamilce de resmî dil olarak tanınmaktadır. İngilizce bütün resmî yazışmalarda ve eğitimde kullanılması nedeniyle diğer dillerden daha önemli bir konumdadır.
(…) Güneydoğu Asya’nın maddî olarak en rahat, en iyi eğitimli ve en iyi sosyal imkânlara sahip halkı Singapur’da yaşamaktadır. Bunda tabii ki nüfusun sadece 2.800.000 (1993 tahminleri) kişiden oluşmasının rolü büyük. Nüfus etnik gruplara göre ise; % 76.4 Çinli, % 14.9 Malay, % 6.4 Hintli şeklinde dağılmaktadır.
(…) Çinli halk Budizm’e inanmakla birlikte artan bir oranda Hıristiyanlaşıyor. (…) Bunda, son yıllarda eğitim düzeyleri yükselen Batılı hayat tarzını benimseyen Çinlilerin, Hıristiyanlığı Batılılaşmanın nihaî ve gerekli bir adımı olarak görmelerinin etkisi büyük. Hint kökenli halk arasında Tamiller daha çok Hinduizme inanmaktadır. Onlar kadar kalabalık olmasa da Hintli Müslümanlar ve Sihler de bulunmaktadır.
(…) 1990 sayımlarına göre Singapur’da 408.000 Malay Müslüman yaşamakta ve nüfusun % 14’ünü, toplam Müslüman nüfusunun ise % 90’ını teşkil ediyor. % 8.6 Hintli, % 0.35 Çinli ve % 0.85 de diğer (çoğunlukla Arap) Müslümanlar, Müslüman nüfusun Malay olmayan grubunu oluşturuyorlar.
MALAY OLMAYAN MÜSLÜMANLAR
Hintli Müslümanların çoğunluğu, Güney Hindistan’dan İngiliz sömürgeciliği zamanında, 19. yüzyılın ikinci yarısında adaya göç etmişler. (…) Malezya’daki gibi en göze çarpan ticarî faaliyetleri, ülke genelinde açılan döviz büroları ve helâl yemek sanayii. Tamillerin dışında, (…) Hocalar, Sünni Vohralar, Süleymani ve Davudi Bohralar ve Memonlar adanın diğer Hint kökenli Müslüman azınlığını oluşturmuşlar. Bu gruplar genellikle diğer Müslümanlara nazaran daha zengin ve daha iyi eğitimliler. Genellikle dış ticaret, tropik ürünler ve tekstil toptancılığı gibi büyük sermaye gerektiren ticaret sahalarında aktifler.
Singapur’a en eski dış göç Hadramut’tan buraya gelen Araplar tarafından gerçekleştirilmiş. (…) Bu göçmenler o zamanın yerli halkı olan Malaylar tarafından son derece iyi karşılanmışlar. (…) Ancak İngiliz sömürgeciliği sırasında bölgeye yapılan başka göçlerle birlikte Singapur’da Arap azınlığın tesiri azalmış.
(…) Bu arada son derece az sayıda Fars kökenli azınlıktan söz etmek gerekiyor. (…) Bugün adada sayılarıyla orantılı olmayan bir nüfuza sahip olmaları, Farisilerin kendilerini son derece iyi eğitimli bürokrat yetiştirmelerinden kaynaklanıyor. Sivil ve dinî teşkilâtlarda da onların ağırlığı büyük.
MALAY MÜSLÜMANLAR
Singapur’un bilinen en eski halkı olan Malaylar adaya yarımada Malaya’sı ile Sumatra, Cava ve Endonezya’nın diğer adalarından göç etmişler. (…) Malaylar, İngilizler tarafından daha çok polis ve benzeri görevlerde istihdam edildiler.
(…) Bağımsızlıktan sonra Malayların polis kuvvetlerindeki ağırlığını bir tehlike olarak gören Çinli Singapur hükümeti, bu duruma yönelik acil önlemler almaya başladı. Kamu Düzeni ve İç Güvenlik Yasası gereği Malay halk plânlı bir şekilde bu görevlerinden uzaklaştırılarak yerlerine Çinliler getirildi. Hükümet ayrıca, geleneksel Malay yerleşim yerlerine yönelik konut projeleriyle bu bölgelerdeki Malay nüfus ağırlığını kırdı.
(…) Ekonomik olarak diğer bütün etnik grupların altında olan Malaylar, eğitim açısından da en düşük tabakayı oluşturdular.
(…) Malay çoğunluğa özel ayrıcalıklar tanıyan Malezya’nın aksine, Singapur’da hiçbir etnik gruba resmî imtiyaz tanınmıyor. Ancak Çinliler lehine gayri resmî ayrımcılık kendisini her zaman ve her alanda hissettiriyor. Bununla birlikte, Singapur’da bugün Malayların sahip oldukları sosyal seviyede Singapur hükümetinin gerçek suçlu olduğunu söyleyebilmek son derece zordur.
TARİHÎ ARKA PLÂN
Ağustos 1965’de Singapur’un Malezya federasyonundan ayrılmasıyla, adada yaşayan Müslümanlar yarımada Malezya’sında yaşayan Müslüman halktan koptular. (…) Malaylar, kendilerini yerlisi addettikleri topraklarda, Singapur’un federasyondan ayrılmasıyla azınlık durumunda kaldılar. (…) Singapur Müslüman toplumunun tarihi her ne kadar bu ayrılma kararıyla başlasa da, mevcut problemlerin çoğu İngilizler döneminden kalmadır. Coğrafî olarak Malay dünyası (Alem Melayu)’nın merkezinde yer alan Singapur, İngilizlerin adayı sömürgeleştirmeleriyle birlikte bir yandan Çinli, diğer yandan Hintli göçmenlerin akınına uğradı.
Malaya’daki sultanlıkların aksine, adada bir yerli yönetici elitin olmayışı nedeniyle Müslüman azınlık İngilizlere karşı silik kaldı.
(…) 1826’da Singapur, Malakka ve Penang İngiliz Boğazlar İdaresi haline getirildi. Bu idarede tamamen İngiliz kanunları geçerliydi ve Malay kanun ve gelenekleri İngilizler tarafından tanınmıyordu. (…) Adaya göç edenlerin iyice yerleşmeleriyle birlikte yerli halk arasında etnik bilinç artmaya başladı. (…) Etnik kimlik bilinci Müslüman toplum arasında bölücü etkiler gösterince, Müslümanların ortak bir liderliğin çatısı altında hareket etmelerini engelledi.
(…) Hollandalılar sömürge altında tuttukları bugünkü Endonezya adalarının Müslüman halkının hac ibadetlerini yerine getirmelerini 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren yasaklayınca Singapur, İngiliz Malaya’sı ve Hollanda sömürge adalarındaki Müslümanlar için önemli bir hac seyahat çıkış noktası haline geldi. (…) 1900 yılında Singapur yoluyla hacca giden Müslümanların sayısı 14.000’i buldu. Bunların da % 70 kadarı İngiliz gemileriyle yolculuk yaptılar.
Müslümanların devlet idaresi içinde yer almaları Yasama Konseyi’nde elde edilen bir sandalye ile mümkün oldu.
Savaş Sonrası Dönem
İslâmî yasamaların ortaya çıkması süreci, Japon işgalinden sonra hız kazanarak sürdü. 1950’lerde şeriat mahkemesi kurulması konusu tartışılıyordu.
(…) 13 Aralık 1965’de İslâm Hukuk İdaresi Yasası parlamentoya sunuldu ve 25 Ağustos 1966’de kanunlaştı. Ardından, Singapur parlamentosuna İslâmî konularda tavsiyelerde bulunmak üzere Singapur İslâm Meclisi (MUIS; Majlis Ugama İslâm Singapura) adlı bir meclis kuruldu. Meclisin başkanı, Singapur cumhurbaşkanı tarafından, Müslüman cemaatin önerileriyle bakanın tavsiyesi ile atanacak ve yine cumhurbaşkanı tarafından, İslâm meclisi başkanının kendisine sunduğu listeden atayacağı yedi üyeden oluşacaktı. (…) MUIS’in öncülüğünü yaptığı bir başka husus da hac işlerinin organize edilmesi oldu.
(…) Böylece 1975’den bu yana MUIS tarafından 16 caminin yapımı gerçekleştirildi.
SOSYAL YAPI
(…) Bir karşılaştırma yapmak gerekirse Singapur’un Malay Müslümanları, Malay olmayan Müslümanlardan daha kötü sosyo-ekonomik şartlar içerisindedirler. (…) Uyuşturucu müptelalarının yarısından fazlasının ve gerçekleşen boşanma vakalarının üçte birinin Malaylar arasında olması, Malay toplumu için alarm sinyalleri veriyordu. (…) Son yıllarda Malay toplumu arasında gerçekleşen ekonomik gelişme de ümit verici. (…) 1000 Singapur dolarından daha az aylık kazancı olan Malay aile oranı % 67.7’den 1990’da % 17’ye düştü.
Konut sahibi olma oranı aynı yıllar arasında % 50’den % 92’ye kadar çıktı.
Singapur Müslümanlarının eğitim konusundaki sorunlarını çözmek amacıyla da 1981’de Mendaki ( Müslüman Çocuklar İçin Eğitim Konseyi) adıyla bir kurum oluşturuldu.
(…) Bu arada Şeriat Mahkemesi sayesinde Müslümanlar boşanma ve diğer medenî hukuk meselelerini İslâmî yollarla çözüme kavuşturabiliyorlar. Mahkeme ayrıca, Müslüman olan ve boşanma aşamasında bulunan çiftlere rehberlik hizmetleri veriyor.
YENİ BİR GELECEĞE DOĞRU
Entelektüel Müslümanlar, Malayların ülke etnik mozayiğinin bir parçası olarak, içinde bulundukları sosyo-ekonomik şartları nasıl daha iyiye doğru değiştirebileceklerini ciddi olarak tartışıyorlar. (…) Bu arada Singapur Müslümanları arasında İslâm’a bağlılık giderek artıyor.
(…) Aile kurumunun güçlendirilmesi, boşanma oranlarının düşürülmesi yolunda yapılan çalışmalar neticesinde son zamanlarda nüfus artışı görülüyor.
(…) Singapur Müslümanları layık oldukları konuma ancak kendi çabalarıyla gelebileceklerinin farkındalar.