Donald Trump zafer kazanmış bir devlet reisi edasıyla Binyamin Netenyahu'yu yanına alarak Filistin Malta Devleti’nin kuruluşunu ilan etti.
Etmekle kalmadı bunun geleceğe dönük olarak Filistin Halkı için vazgeçilemez bir fırsat olduğunu da ima etti.
Trump Filistinlilere sizi hapsediyor ve hava almanız için Malta da dolaşmanıza yirmi dört saat izin veriyorum demek yerine size tarihi bir fırsat sunuyorum edasıyla geçti kameralar karşısına.
Trump’ın Twitter’dan duyurduğu haritaya bakınca kullandığım başlığa hak vereceksiniz. Harita kesinlikle etrafı yüksek duvarlarla çevrili kapalı bir cezaevinin Malta avlusunu getiriyor akla.
Böyle bir haritanın İsrail ve ABD tarafından yayınlanması gayet normal. Anormal olan ise bölgede Ortadoğu’nun kalbine saplanmış bir hançer gibi duran İsrail’in bugünlere nasıl geldiğinin sorgulanmıyor oluşu.
Tarihte elle tutulur bir altı gün savaşları var bu mücadelede. Ancak oda maalesef bir hezimet olarak duruyor tarihin sayfalarında.
Gerçi Mısır’ın şu anki omurgasız duruşundan daha kötü olamaz Altı Gün savaşları. Birinde nur akar öbüründen katran.
Eee birde bölük pörçük İslam Dünyasıyla dalga geçer gibi BAE, Umman ve Bahreyn’e teşekkür etmeyi de ihmal etmemesine ne demeli?
Gerçi Suudi Arabistan’ı unuttu ya da ince bir hesap ile ismini anmadı ama çokta önemli değil. Suudi Arabistan’ın durduğu noktayı zaten biliyoruz.
Bu anlaşma kesinlikle bir oyun ve zaman kazanmadan ibaret.
Trump’ın Doğu Kudüs’ten bir parça vereceğiz derken utanç duvarının dışında kalan Abudiis bölgesini kastettiğini anlamışsınızdır. Oradan bir koridor şeklinde yol yaparak ikamet eden Müslümanlara da bir yol veriyor. O kadarda haksızlık etmeyin.
Ha Müslümanlar ibadetlerini Mescidi Aksa da yapabilecekler. Her din burayı ziyaret edebilecekmiş. Vay anasını sayın seyirciler. Ne büyük bir kazanım.
Bu anlaşmayla Filistinliler zenginleşirken aynı zamanda silahsızlandırılacak. Dünyadan tecrit ile Malta koridorun da volta atacak. Zenginliğin tadını çıkarırken dünyevileşen ve silahsızlaşan Filistin daha kolay yutulur bir lokma olacak.
Başta Filistin halkı buna asla rıza göstermeyecektir. Nitekim Mahmud Abbas; “Filistin satılık değildir!” diyerek noktayı koydu. Türkiye; “Filistin kırmızı çizgimizdir.” diyerek tavrını net koydu.
Trump bu açıklamayı yaparken Cumhurbaşkanımız Senegal’de Afrika Coğrafyasına sesleniyordu. ASRİKA miğferinde ekonomik işbirliğini artıracak ve sonrasında tüm alanlarda birlikteliğe uzanacak bir köprüyü tesis etmekle meşguldü.
Kim bilir beklide ABD Cumhurbaşkanımızın bu gezisini hedef alarak bu çıkışı yaptı.
Ama nafile. Artık başaramayacaklar.
ASRİKA miğferinde Türkiye İmparatorluğu doğmak üzere…
Belki de bunu ilk fark edenlerde Netenyahu ve çevresindekiler oldu.
İşte bu yüzdendir ki iç çekişmelerle değil dış kumpaslarla meşgul olmalıyız. Yoksa bize kanla miras bırakılan bu topraklar birer birer elimizden kayıp gidecek.
Ancak hiç telaşa gerek yok. Çünkü Fırat Kalkanında, Zeytin Dalında, Barış Pınarında ve en son Libya tezkeresinde gördük ki Muhammed'in Ordusu geri döndü.
Gidin İsrail’e Söyleyin; “Muhammed'in Ordusu Geri Döndü!”