ABD Başkanı, Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı ve diğer Avrupa liderleri, çatışmanın diplomatik çözümüyle ilgilendiklerini göstermek amacıyla İsrail ve komşu ülkeleri ziyaret etti. Ancak, özellikle ABD ve Birleşik Krallık, İsrail’in Filistinlileri öldürmesini teşvik etti. Modern yüksek teknolojiye sahip silahlar, mühimmat ve diplomatik destek sağladılar. ABD, BM Güvenlik Konseyi’nin üç kez ard arda aldığı, derhal ve koşulsuz ateşkese yönelik kararı veto etti. İsrail ve ABD, Hamas’ın tuttuğu tüm rehine ve esirlerin koşulsuz serbest bırakılmasını talep ediyorlar, ancak Hamas buna karşı çıkıyor. Hamas, İsrail'in saldırılarını kalıcı olarak durduracağına ve Filistinlilere kendi devletlerini kurma hakkı tanıyacağına dair güvence ve garantiler istiyor. Güney Afrika, İsrail tarafından gerçekleştirilen soykırım, etnik temizlik ve insanlığa karşı suçları Uluslararası Adalet Divanı'na (ICJ) taşıdı. ICJ, İsrail’in bu tür eylemleri durdurması gerektiğine karar verdi. Ancak İsrail, ICJ kararını reddetti ve soykırım ve suçları sürdürmeye devam etti.
Dünya çapında sivil toplum aktivistleri, İsrail’in suçları ve soykırımına karşı protesto düzenledi. Müslüman ülkelerde, ABD ve Avrupa’da büyük mitingler yapıldı. İsrail liderliği ve İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) bu talepleri alenen hiçe saydı. BM Genel Sekreteri, UNRWA, WHO, WFP, ICRC ve diğer insani yardım kuruluşlarının başkanları, Gazze’deki durumun son derece tehlikeli olduğunu uyararak bildirdi. İsrail, tüm hastaneleri yok etti ve 2 milyondan fazla Filistinlinin yaşadığı Gazze’nin güney ucuna hiçbir insani yardım gönderilmesini engelledi. Bu insanlar, açlık ve sürekli korku içinde ölüm kalım mücadelesi veriyorlar. WFP, BM, bu insanlara yiyecek sağlamak için hiçbir gıda tedarikine sahip değil. WHO, salgın hastalıkların yayılmasından endişe ediyor. ABD, Birleşik Krallık, Almanya, İtalya, Hollanda, İsviçre ve Kanada, Filistinli mültecilere acil yardım sağlayan ana kuruluş olan UNRWA’ya finansman sağlamayı durdurdu.
Gıdanın, ilacın, suyun, sanitasyonun, yakıtın ve elektriğin olmadığı, hiçbir yardımın ulaşmadığı bir durum söz konusu. Bu, insanlık tarihindeki en büyük felakettir. Herkes, İsrail’in kibirli ve vahşi vahşetinin karşısında çaresiz görünüyor. Her gün yüzlerce Filistinli öldürülüyor ve dünya, bu soykırımı ve insanlığa karşı suçları durdurmakta başarısız oluyor. Daha da korkutucu, şok edici ve utanç verici olan ise, 1,5 milyar insan ve 57 ülkeden oluşan İslam Dünyası'nın (OIC) ve "sözde" Müslüman Umma'nın cevabıdır. Birleşmiş Milletler’in kuruluş amacının Kudüs'ün korunması ve kurtuluşu olması, Jihad için yemin edilmesi gerekiyordu. Müslüman ülkelerin büyük kaynaklara sahip olmasına rağmen, kardeşlerini korumak için cesaret, hikmet ve fedakârlık eksikliği var. Bu tür ikiyüzlülük ve korkaklık, Müslüman ülkelerdeki iktidar elitlerinin kişisel çıkarlarıyla açıklanabilir. Gazze’deki soykırımı ve etnik temizliği durduramamak, 'İnsanlık Vicdanının Ölümüdür.'
Bu makale, 24 Şubat 2024 tarihinde Pakistan'ın Lahor şehrinde yayımlanan Daily Minute Mirror gazetesinde yayınlanmıştır.