Pazar, 08 Aralık 2024 08:37

Suriye Muhaliflerini Ancak Bir Devlet Aklı Bir Araya Getirebilir

Öğeyi Oyla
(2 oy)

Hedefleri, fikirleri  ve motivasyonları farklı 10 insan bile bir araya gelip ortak bir kararda anlaşamazken bu kadar farklı düşünen, sayılarını bilemediğimiz  kadar çok gruplu Suriye’li muhaliflerin bir araya gelmesi nasıl mümkün olabildi?

Bunu  ancak Suriye coğrafyasına, oradaki aşiretlere, bölgenin sosyolojisine hakim, grupların ortak hedef ve motivasyonunu iyi bilen bir devlet aklı başarabilir. Bölgedeki Türkiye hariç tüm ülkelerin Suriye’deki istikrarsızlıktan nemalandığını, zayıf bir Esed’ın varlığından paylandığını bildiğimize göre bu devlet aklı Türkiye’den başkası olamaz çıkarımını yapabiliriz.  

27 Kasım 2024 tarihinde muhaliflerin harekete geçip  ilk olarak Halep’i kontrol altına  aldıktan sonra bölgede varlığı olan ülkelerin dış işleri bakanlarının Sayın Hakan Fidan ile görüşmeye çalışmaları da bölgenin oyun kurucusunun Türkiye olduğunu gösteriyor.

Ayrıca muhaliflerin harekete geçmesinden yakın bir dönem önce Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Önümüzdeki dönemde milletimize hem boydan boya tüm güney sınırlarımızın güvenliğini, hem insanımızın can ve mal güvenliğini garanti altına alacak yeni müjdelerimiz olacak” müjdesini vermişti. Cumhurbaşkanımızın bu müjdesini takip eden süreçte muhaliflerin harekete geçtiğini gördük. Oyunun kurallarını en iyi bilen oyunu yazandır.  Sınavdaki imtihan sorularını önceden gören ve bilen sadece dersin öğretmenidir.  

Sayın Cumhurbaşkanımızın müjdesinin eylem biçimine de 27 Aralık 2024 bir Pazar gecesi Esad’ın Şam’dan kaçması  ve Suriye İstihbaratı tarafından Şam’ın yönetiminin HTŞ’ye teslim edilmesiyle görmüş olduk.

RUSYA, NİKOL  PASHİNYAN’A  YAPTIĞINI  BEŞŞAR ESED’A YAPIYOR

Sovyetler Birliği döneminden beri Tartus üzerinden Suriye’deki varlığını ve stratejik işbirliğini  sürdüren,  Akdeniz’e açılması için Esed rejimini desteklemeyi milli menfaatleri kapsamında tutan Rusya’nın Esed’i gözden çıkarması oldukça şaşırtıcı. Bunun ihtimalleri çok varyanslı olabilir.

Esed’ın 700 bin vatandaşını öldürecek kadar katillikte azmasına cesaret kaynağı olan Rusya’nın da  Beşşar Esed’ı sattığı anlaşılıyor.

Milli menfaatlerinde Avrasya ittifakındaki partnerlerini öncelikleyen ve bunun    Türkiye ve Azerbaycan’sız olamaycağını anlayan  Rusya,  Ermenistan’ın Azerbaycan ile anlaşmasını istedi.  Pashinyan’ın Fransa ve ABD ile yakınlaşmasından da rahatsız olan Putin Ermenistanı nasıl yalnız bıraktıysa Türkiye ile anlaşma masasına oturmasını istediği Esad’ın laf dinlemezliğini de cezasız bırakmadığı anlaşılıyor.

Rusya, Lazkiye ve Tartus’taki üstlerinin korunması karşılığında Türkiye ile anlaşma sağlamış olmalı ki Türkiye destekli SMO, HTŞ ve diğer muhalif grupların Suriye’deki ilerlemelerine ses çıkarmaması ihtimaller arasında.

Ayrıca Ukrayna üzerinden NATO, ABD ve Avrupa ülkeleri ile daha büyük cephede savaşan Rusya Suriye cephesinde Lazkiye ve Tartus üstleri korumayı yeterli bularak Suriye’de yeni bir cephe açılmasını  riskli gördüğü  en güçlü ihtimaller arasında.

Rusya  Suriye’de sessiz kalıyorsa bunu sağlayan ülke Türkiye’dir. Sıkışmış bir Rusya için Türkiye kaybedilemeyecek kadar büyük ve stratejiktir. 

ABD’NİN ORTADOĞUDAKİ VARLIĞI TÜCCAR TRUMP’A MALİYETLİ GELMİŞ OLMALI

Trump dünkü açıklamasında Suriye’deki savaşın kendi meselesi olmadığını paylaşarak ABD’nin Suriye’den çıkacakları mesajını vermiş oldular. Güle güle PKK / YPG. İpinizi elinde bulunduranlar sizi bıraktı. İşbirliği yaptığınız Esed’te Şam’ı terk etti. Ya Rakka, Haseke, Deyrizor’u siz de tek edeceksiniz ya da yok olacaksınız. 1963 yılında darbe ile Suriye’ye zulme başlayan BAAS rejimi 51 yıl sonra nasıl çöktüyse 1978 yılından bu yana ABD başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin beslemesi ile Türkiye’den toprak alma hezeyanlarınızla Kürt ve Türk katliamınızın 46 yıl sonra bitti. Palmira tarafından Şam’a hareket eden ABD destekli muhaliflerin tavrı da gözlemlenmeli.

ABD’NİN ZORU GÖRDÜĞÜNDE SIRADAKİ SATILIK ÜLKESİ  İSRAİL

Devlet görünümlü terörist İsrail’in Gazze ve Lübnan katliamlarının hamisi ABD'nin BM ve UCM’nin kararlarından sonra desteğini sürdürmesi imkansız.  Bu destek ABD’deki halkı da rahatsız etti ki İsrail’e  sınırsız desteğini sürdüren Demokratların iktidarını  sandığa gömdüler. 

İsrail’e sınırsız desteğini açıklayan Donald Trump bu gerçeği görmezden gelemeyecek ve rakibinin akibetini dikkate alacaktır.  Seçim dönemlerindeki söylemler ile uygulamalar farklı olacaktır.

Ayrıca Netanyahu’nun seçimleri kaybettirecek kadar Biden yönetimini tehdit etmesi, dinlememesi seçim döneminde Trump’ın işine gelmiş olsa da şimdi iktidarı ele geçiren Trump,  İsrail’in elinde oyuncak olmak istemeyecek kadar tavır değişikliğine gidecektir. Güçlü karakter bir lider olan Trump, İsrail ile  güç paylaşımından rahatsız olacağı kanaatindeyim.

Tüm hesaplarını tüccar kafayla yapan Trump İsrail’in ABD’ye maliyetli olacağını hesap edecektir. Ulusalcılığı ve milliyetçiliği ön planda olan Trump küreselcilerin ülkesi İsrail’e indirekt tavır alacaktır.

İSRAİL’E DAHA GÜÇLÜ BİR KOMŞU GELECEKSE BU  SESSİZLİĞİ SORGULANMALI

20 Ocak 2025’te göreve başlayacak ABD

başkanı  tüccar Donald Trump’ın Suriye’deki varlığın ülkesine mali külfet getirdiğini düşünerek oradan askerlerini çekme  ve ayrılmak isteyecekleri  ihtimali dahilinde Suriye muhaliflerine ses çıkarmamalarını bir mantığa oturtabiliriz. Esat’ın gidişine ve gelecekte daha güçlü bir Suriye devletiyle sınır komşusu olacağını analiz edebilecek İsrail’in  sessizliğini anlamlandırmakta zorlanıyoruz. Bunun farklı senaryoları olabilir.

Hangi tehdit veya motivasyon İsrail’in  sessizliğinin sebebi olabilir?

- Türkiye ve bilmediğimiz müttefik güçleri Suriye muhaliflerine saldırı yapması durumunda İsrail’i tehdit etmiş olabilir.  

- İsrail  bizim de bilmediğimiz ve karşı koyamayacağı  bir savaş teknolojisinin istihbaratını almış  ta olabilir. 

- Gazze ve Lübnan’da başarısız olan İsrail Türkiye’nin desteklediği SMO, HTŞ ve diğer Suriyeli muhaliflere saldırmaya cesaret edememiş olabilir.

-Bunu hiç aklıma getirmek istemem ama karşımızda İsrail olunca her ihtimali düşünmek gerekir.   Suriye’nin güney cephesinden Şam’a ilerleyen muhalif grupların içerinden ileriye dönük bir beklentisi olabilir. Suriye ile aralarındaki sınırı kontrol edecek bu muhalif gruplarla anlaşma yapmış olmalarını hiç ümit etmek istemem. Bu kesin böyledir demek güneydeki muhalifleri zan altına almak olur ama yine senaryoları düşünmek gerekiyor.  

-Suriye yeni yönetim  liderini ABD ile birlikte başa getireceklerini varsayıyor olabilirler ki ben bu motivasyonlarının gerçekleşmeyip hayal kırıklığına uğrayacaklarını düşünüyorum.

İSRAİL SINIRLARINI KONTROL EDEN  MUHALİF GRUPLAR HOMOJEN OLMALI

Suriye’nin İsrail’e sınır olan Şam’ın  güneyinde yer alan Suveyde,  Dera, Newa’dan  Şam’a ilerleyen  grup Suriyeli muhalif grupların homojen dağılımından müteşekkil olmalı. Suriye’nin en stratejik konumu İsrail’e açılan kapısı olduğu için bu bölgedir. Dolayısıyla İsrail’in işgal ettiği Golan tepeleri ve İsrail’e yakınlığı ile bilinen dürzi gruplar bu bölgede.  Suriye güney cephesinin tek bir grup tarafından kontrol edilmesi oldukça riskli. Menfaatlerin ve çıkarların vatan sevgisinin önüne geçebileceği Ortadoğu coğrafyasında her ihtimali göz önünde bulundurmak elzemdir.

Suriye’nin İsrail’e komşu sınırlarının kontrolünde  SMO ve HTŞ’nin  özgül ağırlığı olmalı

ESAD REJİMİNİN KATLİAM ORTAĞI ŞİA İHRACATCISI İRAN SURİYEDE KAYBETTİ

Bilinen Haşdi Şabi, Hizbullah vb.   illegal vekilleri  üzerinden İran, Irak ve Lübnan gibi ülkelere şia ihracatı uğruna müslüman katliamında bulunan ve Esed gibi katliamcıya ortak olan İran kendisi gibi zalim  bir devlet olan İsrail üzerinden dizayn edildi. Esed ile birlikte Şia zulmünü yapan İran Suriye’de kaybetti. Gücünü kaybeden İran’ın yakın bir dönemde terk edeceği bir diğer ülke de Irak olacaktır. Irak yönetimi ile ilişkilerini geliştiren Türkiye Iran’ın Irak’ı da istikrarsızlaştırmasına izin vermeyecektir.

SURİYE’NİN İSTİKRARI İSRAİL’İN DİZAYNI

Her boksör karşılaşmada dövebileceği bir rakip ister.  İstediği zaman Beşşar Esed’ın evine girip döven ve evine bomba atıp giden İsrail elbette Esad iktidarını ister.

Beşşar Esed sonrası İsrail’i çetin bir komşu bekliyor. Esad’a düşman olan Suriye muhalifleri aynı zamanda İsrail’e de düşman.

Muhaliflerin iktidar olduğu Suriye aynı zamanda komşusu İsrail’i de dizayn edecektir.

Yeni Suriye yönetiminin nihai hedefinin Kudüs olacağını düşünüyorum. Yeni Suriye devlet yönetimi İsrail için pasif düşmanı hizbullah’tan daha çetin olacaktır.

Yeni Suriye yönetiminin en yakın müttefiki kuşkusuz Türkiye olacaktır.  Türkiye’yi yanında gören yeni Suriye iktidarı çarpan güç katsayısına ulaşacak  ve sınır komşusu  İsrail’in 1967 sınırlarına kadar geri çekilmesini zorlayacaktır.  İsrail, Suriye ile organik müttefiklik ilişkisini  kuran Türkiye ile dolaylı komşu olacağını da öğrenmiş olacaktır.

Hepimizin de bildiği gibi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Dış İşleri Bakanımız Hakan Fidan sık sık Suriye’nin toprak bütünlüğünü ifade ediyorlar.  Suriye’deki gidişat Türkiye’nin istediği gibi gitmez ve toprak bütünlüğü sağlanamazsa bile  Türkiye için olmazsa olmazı  sınır  güvenliğini  SMO ile güvene almayı tamamlanmak üzere.  İstikrarlı veya istikrarsız Suriye’de bu aşamadan sonra Türkiye’nin kararlılığı ile PKK / YPG’nin yeri olamayacak ve güvenli bir Suriye sınırımız olacaktır.

PKK/ YPG’NİN SURİYE’DE SONU GELMİŞTİR

Arkasına Suriye rejimi ve ABD’ye dayanan PKK/ YPG’nin her iki bodyguardı işi bıraktı. Esed kaçtı ve Şam düştü. BAAS rejiminin sonu geldi. Rejim askerlerinin de  kaçmayı  beceremeyecek kadar pespaye durumda olduklarını gördük.

PKK/ YPG’nin diğer bodyguard’ı ABD’li güvenlik müdürü Donald Trump ise bugün “Suriye bizim savaşımız değil “ dedi. Bu ikinci Bodyguard’a da hiç bir zaman güvenilmeyeceğini öngöremeyenler hiç bir zaman tehdit olamaz. Savaş akılla kazanılır. Aklı olan da Afganistan, Irak’taki partnerlerini sattıklarını öngörebilirdi.

Münbiç yakında alınacaktır.  Rakka, Haseke, Deyrizor’daki  PKK/ ypg’nin nasıl ortadan kaldırılacağını analiz etmek te yersiz ve boşa zaman kaybı olur.

SMO’nun değişen Suriye haritasında Türkiye’nin hemen güney sınırlarında konumlanması oldukça stratejik bir karar. Diğer muhalif gruplar PKK/YPG’nin bitirilmesinde yeterli özveriyi göstermese bile sınırlarımıza yakın konumlardaki alanları kontrol eden SMO ile bu işi tamamlarız.

Muhalifler arasında bir ihtilaf çıkması durumunda Türkiye’nin hemen güneyindeki sınırları Türkiye’nin desteği ile kontrol eden SMO denge unsurunu sağlayarak tüm muhalif grupların  liderliği eline alacaktır. Dolayısıyla SMO’nun  Türkiye’ye yakın sınırları kontrol altına alması tesadüf değil bir üst akıl planlamasıdır.

SURİYE’NİN KAZANANI SURİYELİLER İLE BİRLİKTE  TÜRKİYE OLMUŞTUR.

13 yıldır kardeş Suriye’lileri ülkemizde misafir ettik. Şimdi bu insanlar ülkesine dönecek ve iki ülke kamu diplomasisi her geçen gün artarak güçlenecektir. Türkiye’de doğup okuyan ve Türkçe öğrenen Suriyeliler Türkiye ye vefasını gösterecek ve iki ülke arasına başka ülkelerin girmesine fırsat vermeyecektir. Suriye’de Türkiye lehine bir  sosyoloji değişikliği oluşacaktır.  Suriye’nin en güçlü ticari  partneri Türkiye olacaktır. PKK / YPG’nin  elinden alınacak petrol yataklarından elde edilecek gelirler ile Suriye en kısa zamanda ekonomisini toparlayacak ve bu refah seviyesi ülkelerimiz arasındaki ticari refaha yansıyacaktır. İsrail’in zulmüne en güçlü sesi çıkartan  Türkiye İsrail’e komşu dost Suriye ülkesi ve yeni yönetimi ile İsrail’e baskısını artıracaktır. Türkiye’nin bölgesel gücü daha da artmıştır.

Suriye’nin kaybedeni ise Esed ve BAAS rejimi,  İran, ABD, Rusya,  Fransa, PKK / YPG ile birlikte ona destek olan Avrupalı sponsorları.

Türkiye’nin en büyük kazanımı ise güney sınırlarındaki PKK / YPG’nin varlığının mutlaka ama mutlaka sona erdirilmesinin yaklaşmış olunmasıdır.

 

Okunma 187 defa Son Düzenlenme Çarşamba, 11 Aralık 2024 10:06
Yorum eklemek için giriş yapın