İslam Ülkeleri Dış Politika İnceleme ve Araştırma Kurulu
Uluslararası Hukuk ve Anlaşmaları İnceleme ve Araştırma Masası
İslam Ülkelerinin Asya, Avutralya ve Afrika Ülkeleri ile İlişkileri İnceleme ve Araştırma Masası
İslam Ülkelerinin Avrupa ve Amerika Ülkeleri ile İlişkilerini İnceleme ve Araştırma Masası
“Daha iyi olan, iyinin düşmanıdır.” (Le mieux est l’ennemi du bien) sözü, haddizatında aslen bankacı olan ve dolayısıyla sömürücü/faizci kapitalist sistemin temsilcisi olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a ait değildir. Bu söz, esasında Fransız düşünür Francois Marie Arouet Voltaire (1694-1778) tarafından kullanılmıştır. Peki, Batı dünyasında atasözü hâline dönüşmüş bu ifade ne anlama geliyor? Bu atasözünün bir değil duruma veya niyete göre iki anlamı var:
Türk Milleti olarak, belki dünyanın diğer milletlerinden daha çok milliyetimizle övünmede ilk sıralardayız. Hamaseti seviyoruz. “Milli birlik ve beraberlik” deyimi, özellikle Cumhuriyetin ilk yılları ile 1980 Darbesinden sonra, günümüze kadar en çok kullanılan deyimler arasında yer aldı. Türk olmakla övünürüz, bir 'Türk Askeri' olmakla da gurur duyarız ve bunun için çok da haklı sebeplerimiz vardır öyle ki; dünyanın herhangi bir köşesindeki mazlum "Türkler yardım için geldi mi" diye bekler; başka bir deyimle Türk olmak "Allah'ın yardımına vesile" olmak demektir.
Ermenistan; 1992 Hocalı Katliamı ve devamındaki çatışmalarla, Rus Motorlu Piyade Birliklerinin de desteğini alarak, 600’ü aşkın Azerbaycan’lı soydaşlarımızı şehit etmiş ve Azerbaycan toprağı ‘Dağlık Karabağ’ı işgal etmişti. O tarihten beri Türkiye, Ermenistan hudutlarını her türlü ekonomik ilişkiye kapattığından, denize de çıkışı olmadığından büyük bir iktisadi bunalım yaşamaktadır.
13 Ağustos 2020 tarihinde duyurulan BAE-İsrail normalleşme anlaşması, Trump’ın “Yüzyıl’ın Anlaşması”nı destekleyen Birleşik Arap Emirlikleri’nin İslam dünyasının her köşesinde yankı bulan 2. ihaneti olarak tarih sahnesinde yerini aldı.
Türkiye geçmişte petrol ve doğal gaz arayışlarını batılı şirketler üzerinden yürütmüştür. Bugüne kadar bu bağlamda yapılan arama ve tarama faaliyetlerinden bir sonuç alınamaması, “Birileri Türkiye’nin enerji konusunda dışa bağımlı olmasını mı istiyor?” sorusunu hep gündemde tutmuştur.
“Denizlere Hâkim Olan Dünyaya Hâkim Olur.”
Barbaros Hayrettin Paşa
Kıbrıs, 1 Ağustos 1571’de II. Selim’in padişahlığı döneminde Osmanlılar tarafından fethedildi. O tarihlerde ada İstanbul, Suriye ve Mısır arasında işleyen Türk gemilerine karşı saldırı üssü gibiydi. Bölge ticaretinin kontrolü için Kıbrıs’ı almak şarttı.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Emekli Tuğ. Adnan Tanrıverdi, “Türkiye 2015’ten bu yana ABD’ye 5 mağlubiyet yaşattı” dedi. Yeni Şafak’a konuşan Tanrıverdi bunları tek tek sıraladı: 1- ABD, 7 Haziran seçimlerinde istikrarı hedef alan propagandayı destekledi. Halkın ferasetiyle 5 ay sonra siyasi istikrar sağlandı. 2- Arkasından çukur eylemleri başladı. ABD desteği PKK’nın öz yönetim safsatası ile Türkiye’nin başına yeni dert açtı. Türkiye bu sıkıntıyı da 6 ayda çözdü. 3- Türkiye TSK'daki FETÖ’cüleri tasfiye ederken, 15 Temmuz darbe girişimi oldu. 20 saat içinde bu da bastırıldı. ABD’ye 3. mağlubiyeti yaşatıldı. 4- ABD, Cerablus’u terör örgütü PKK-PYD’ye teslim edecekti. Türkiye bunu fark edip askerini soktu ve bunun önüne geçmiş oldu. 5- ABD, Irak’ta Türkiye’nin üslerini kaldırmak için harekete geçti ama Türkiye bunu da başarıyla önledi. Bu da 5. mağlubiyet.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan Fransa’da tarih yazdı. Ancak birçok basın organı bundan ziyade temel insan hakları ve AB konusunda ki meselelere odaklandı. Büyük pencereyi göremedi.
Peki, neydi bu büyük pencere?
On yıllardır ABD ile müttefik olan ve onsuz ve ondan onaysız neredeyse strateji geliştiremeyen bir Türkiye vardı. Artık üzerinde oyun kurulan değil oyun kurucu bir ülke konumuna gelen bir Türkiye var.
Bundan iki bin yıl önce, Çinli bir savaş stratejistive filozof olan Sun-tzu ping-fa tarafından yazılan ve günümüzde de önemini stratejik kaynaklar arasında yer alan;Savaş Sanatı” kitabında Sun Tzu’ nun sürekli vurguladığı “savaşmadan kazanmak en iyisidir” fikriyle başladım sözlerime.
Sun Tzu’nun felsefesinde; bilgi ve stratejinin en üst etkinliği, çatışmayı tümden gereksiz kılmaktır denilmektedir. “Savaşmaksızın başkalarının ordularını alt etmek, hünerlerin en iyisidir.” diyen Sun Tzu, Savaş sanatlarında pek çok mertebe bulunduğunu ve bunların en iyisin “düşmanlarının planlarını açığa çıkartmak” olduğunu vurgular.
5 Ülkeden-14 Yeni Ülke
Soğuk savaşın bitmesiyle yeni bir dünya düzenini kurgulayan, Hegemon aktör ABD tarafından hazırlanan, Büyük Ortadoğu Projesi Nisan 2004’te ABD Kongresinde kabul edilerek “ Büyük Ortadoğu ve Orta Asya Kalkınma Projesi “ ile gündeme alınmıştı.
ABD tarafından hazırlanan BOP projesi, Haziran 2004 yılında G-8 zirvesine taşındı. “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Ülkeleriyle Ortak bir gelecek ve İlerleme için İşbirliği zirvesi” adı altında Projelendirilen bu planda, 22 Afro-Avrasya bölgesindeki ülkelerin sınırları yeniden çizilecekti.