Her iki ülkedeki, mevcut meşru bir hükümetin yıkılması için “demokrasi görünümlü” uygulanan oyunlarda ve provokasyonlarda büyük benzerlikler var.
Ukrayna’da yaşanan süreçte ABD’nin Provokatörü George Soros ve benzeri küresel aktörlerin oynadığı rolü anlamak için, onların demokrasi ve insan hakları adı altında nasıl bir müdahale mekanizması geliştirdiğini incelemek gerekiyor. Soros’un kurduğu Açık Toplum Vakıfları (Open Society Foundations - OSF) gibi yapılar, birçok ülkede olduğu gibi Ukrayna’da da önemli bir etki alanı yarattı.
- Sivil Toplum Kuruluşları (STK) Üzerinden Etki
George Soros’un finansman sağladığı Açık Toplum Vakıfları, 1990’lardan itibaren Ukrayna’da faaliyet göstermeye başladı. Bu vakıflar, "demokrasi, insan hakları, şeffaflık" gibi söylemlerle Ukrayna’da liberal değerleri yaygınlaştırmaya çalıştı. Ancak bu faaliyetler, genellikle Batı yanlısı siyasi yapıları desteklemek ve Rusya ile olan bağları zayıflatmak üzerine kuruldu.
Özellikle şu alanlarda büyük yatırımlar yapıldı:
- Medya: Batı yanlısı gazeteciler ve medya kuruluşları desteklendi.
- Eğitim: Genç kuşaklara Batı’nın politikalarını benimsetmek için burslar, eğitim programları finanse edildi.
- Siyasi hareketler: Batı’ya entegre olmaya çalışan gruplar, partiler ve aktivistler desteklendi.
- Turuncu Devrim (2004) ve Soros’un Rolü
2004 yılında yapılan seçimlerde Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç’in kazanmasının ardından Batı destekli protestolar başladı. Bu süreçte:
- Soros'un fonladığı STK'lar seçimlerin şaibeli olduğunu savunan kampanyalar yürüttü.
- Batı destekli medya, kamuoyunu yönlendirdi.
- Sokak eylemleri kitleselleştirildi ve Viktor Yuşçenko’nun Batı yanlısı hükümeti kurmasına zemin hazırlandı.
Soros, bu süreçle ilgili olarak "Benim vakfım, seçim sonrası sürecin yönetilmesine büyük katkı sağladı" ifadelerini kullanarak müdahaleyi açıkça kabul etmiştir.
- 2014 Meydan Darbesi ve ABD-Soros İş Birliği
2013 yılında Ukrayna, AB ile ortaklık anlaşması imzalamak üzereyken dönemin Cumhurbaşkanı Yanukoviç, ekonomik sebeplerle Rusya ile daha yakın ilişkiler kurmayı tercih etti. Bu karar, Soros destekli grupların organize ettiği Maidan (Meydan) Protestolarını başlattı.
Bu süreçte Soros’un vakıfları:
- Protestoculara lojistik destek sağladı.
- Batı yanlısı medya organlarını finanse etti.
- STK’lar aracılığıyla gençleri sokağa döktü.
Sonuç olarak, ABD’nin de doğrudan müdahalesiyle Yanukoviç devrildi ve Batı yanlısı bir hükümet kuruldu. Bu darbe, Ukrayna’nın iç savaşına ve Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesine giden yolu açtı.
4.Demokrasi Oyunu: "Özgürlük" Adı Altında Ülkeleri Kontrol Etmek
Soros’un Ukrayna’daki faaliyetleri, genel olarak "renkli devrimler" adı verilen stratejinin bir parçasıdır. Bu modelin temel aşamaları şunlardır:
- STK’lar ve Medya Üzerinden Algı Yönetimi: Batı’nın çıkarlarını destekleyen görüşler yaygınlaştırılır.
- Gençlik Hareketlerini Destekleme: Eğitim ve burs programlarıyla Batı yanlısı bir elit sınıf oluşturulur.
- Ekonomik Bağımlılık Yaratma: Batı’nın finans kuruluşları (IMF, Dünya Bankası) devreye sokulur.
- Siyasi Müdahale: Batı’ya yakın liderler desteklenir, muhalifler itibarsızlaştırılır.
- Gerekirse Rejim Değişikliği: Hedefteki hükümet darbeyle veya seçimle devrilir.
Bu yöntem, sadece Ukrayna’da değil, Gürcistan, Sırbistan, “Arap Baharı” akımına kapılan ülkelerdeki gibi birçok yerde uygulandı.
Sonuç: Ukrayna Batı’nın Kontrolünde Bir Ülkeye Dönüştü.
ABD’nin Provokatörü George Soros'un Türkiye’de Gezi olayları üzerinden hayata geçirmeye çalıştığı benzer faaliyetlere bakalım:
George Soros ve onun kurduğu Açık Toplum Vakfı (Open Society Foundations), dünya genelinde demokrasi, insan hakları ve sivil toplum örgütlerini destekleyen bir yapı olarak bilinir. Ancak bazı ülkelerde, Soros’un desteklediği projelerin, Batı’nın çıkarları doğrultusunda hükümetleri zayıflatmaya veya rejim değişikliklerine zemin hazırlamaya yönelik olduğu iddia edilmiştir.
ABD ve Soros’un Ukrayna’daki etkisi Turuncu Devrim (2004) ve Euromaidan (2013-2014) süreçlerinde kendini gösterdi. Açık Toplum Vakfı ve Batı destekli sivil toplum kuruluşları, bu protestoların finansmanında ve örgütlenmesinde aktif rol oynadı. Sonuç olarak, Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç devrildi ve Batı yanlısı bir yönetim geldi.
Türkiye’de Gezi Olayları (2013) ve Soros Bağlantısı
Türkiye’de de, milyarlarca zarara, ölüm ve yaralanmalara sebep olan 2013 Gezi Olayları ile teşebbüs edildi.
Gezi olayları, 2013 yılında çevreci protesto olarak başlayıp kısa sürede kitlesel bir hükümet karşıtı harekete dönüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu olayların arkasında George Soros’un ve onun Türkiye’deki temsilcilerinin bulunduğunu iddia etti.
Osman Kavala: Açık Toplum Vakfı’nın Türkiye’deki en önemli isimlerinden biri olarak görülen Osman Kavala, Gezi olaylarını finanse etmekle suçlandı ve yargılandı. Erdoğan, onu “Türkiye’nin Soros’u” olarak nitelendirdi.
Açık Toplum Vakfı’nın Kapanması (2018): Türkiye’de Gezi olaylarıyla ilişkilendirilen Açık Toplum Vakfı, hükümet baskısı nedeniyle faaliyetlerini sonlandırdı.
Benzerlikler ve Farklılıklar
Benzerlik: Her iki ülkede de Soros bağlantılı vakıflar, toplumsal hareketleri destekledi.
Farklılık: Ukrayna’da doğrudan bir hükümet değişimi gerçekleşirken, Türkiye’de Gezi olayları hükümeti deviremedi.
SONUÇ OLARAK,
- Türkiye’de Gezi olayları, Ukrayna’daki süreçle benzer bir yöntemle hükümeti sarsmaya yönelik bir girişim olarak yorumlandı. Ancak Türkiye’deki yönetim güçlü bir şekilde karşı koydu ve bu süreç başarısız oldu.
- Ukrayna ise; şahit olduğumuz üzere, gelinen aşamada, kendisinin tüm varlıklarını, kaynaklarını yutmak üzere, ağzını şapırdatarak, (sözde) 500 milyar dolarlık bir alacağı olduğunu haykıran ABD Başkanı D. Trump’ın temsil ettiği Amerikan ejderhasının çılgın bir şekilde etrafında döndüğü yetmiyormuş gibi, yaklaşık 3 yıldır varını yoğunu harcadığı, alt yapısı ve endüstrisi, tarım üretim yeteneklerini büyük ölçüde kaybetmiş harap bir ülke, yüz binlerce insanının telef olduğu ve topraklarının önemli bir kısmını Rusya’ya bırakma açmazı ile karşı karşıyadır.
Ali COŞAR- ASSAM Stratejisti / İstanbul – 18.02.2025